İstihdam



Özürlülerin, üreten bireyler olarak toplumda yer edineme-
mesi çok büyük bir sorun olmaktadır. Bu durum, engellilerin
toplumla bütünleşmesinin önünde büyük bir engel teşkil et-
mektedir.


Çalışmanın gerek bireysel gerekse toplumsal refahın sağlan-
masındaki önemi herkesçe bilinen bir sonuçtur. Çalışmayı özen-
dirmenin hem bireysel hem de toplumsal açıdan sayısız yararları
vardır. Öte yandan çağdaş anlayışın bir gereği olarak “çalışmak
ve işsizlikten korunmak” bir insan hakkı olarak da değerlendiril-
mektedir. Ayrıca üreterek toplumda saygın bir yer edinmek arzu
ve isteği her sağlıklı insan gibi engellilerin de temel arzusudur.
Eğitilerek topluma kazandırılan engelli, özelde aile ekonomisi-
ne, genelde de ülke ekonomisine katkıda bulunur. Bu toplumsal
barış adına da sağlıklı bir katılımdır.
   İşsizlik, çok yönlü neden ve sonuçlara sahip bir olgudur. Bu
sorunu, yalnız engellilerin değil tüm insanların gündeminde bir
sorun olmaktan çıkarmak kuşkusuz en büyük amaç olmalıdır.
    Genel olarak engellilerin istihdamı ile bağlantılı olarak ya-
şanan çeşitli sorunlar vardır. Ülkemizde, henüz engellileri de
gözeten sistemli bir iş analizi ve meslek tanımlaması çalışma-
sı yapılmamıştır. Bugün engellilerin, sahip oldukları engelden
kaynaklanan özellikleri ve nitelikleri de dikkate alınarak, hangi
işlerde çalışabilecekleri konusunda, elde ciddi bir araştırma ve
çalışma bulunmamaktadır.
    Engelliler çok sayıda işte kendi kendilerine yaptıkları giri-
şimlerle çalışma deneyimleri yaratmaktadırlar. Oysa gelişmiş
ülkelerde iş analizleri, meslek tanımları son derece önemlidir.
Engelliler hangi işleri yapabilir? Bu iş, bu meslek hangi eğitim
sürecinden geçildikten sonra yapılabilir? Bu eğitim sürecinin
özellikleri ve aşamaları nelerdir? Bütün bunların ayrıntılarının
belirlenmesi gerekir. İş piyasası, eğer belirli niteliklerle donatıl-
mış bir işgücüne gereksinme duymuyorsa, işgücünü, bu nite-
liklerle donatmayı sürdürmek, bir yandan boşa giden emek ve
para, diğer yandan da bu niteliklere sahip işgücünün işsizliğine
kapı aralamaktır. Yani, her insanı olduğu gibi, engellileri de iş
piyasasının özellikleri ve gereksinimleri doğrultusunda eğitmek,
özellik kazandırmak ve iş piyasasına hazırlamak gerekir.
   Engellilerin istihdamını güçleştiren sayısız neden arasında
eğitim ve rehabilitasyon konusundaki yetersizlikler büyük yer
tutmaktadır. Bugün ülkemizde ne yazık ki engelliler için yeterli
eğitim ve rehabilitasyon (mesleki eğitim ve rehabilitasyon dahil)
merkezi bulunmamaktadır.
   İçinde bulunduğumuz iktisadi yapının, engellileri de içere-
cek bir şekilde düzenlenmemiş olması, işverenlerin engellileri ça-
lıştırmak konusundaki çekingenlikleri ve önyargıları da istihda-
mın önündeki engeller arasındadır. Bazı işler vardır ki engelliler,
bunları gerçekten diğer insanlardan daha iyi yapabilmektedir ve
bunlar kanıtlanmıştır.
    Toplum bu konuda bilinçli değildir. Bu bilinç olmadığı için
de özellikle işveren kesimi, “acaba yapabilirler mi?” kaygısı içe-
risinde hareket etmektedir. İşe alınan engellinin o iş ortamında
başarılı ve üretken olabilmesi için de işyerinde bazı düzenlemeler
yapılmalı, önlemler alınmalıdır. Bunlar yapılmadığı zaman da
çalışan engellinin işe yaramadığı, üretken olamadığı gibi bir ka-
naatin oluşmasına neden olmaktadır. Sonuçta bu durum, henüz
istihdam edilemeyen insanların önüne yeni engeller çıkarmak-
tadır.
    Engelli birey işsiz kaldığı ve yaşadığı topluma üreterek kat-
kıda bulunamadığı için en temel insani ihtiyaç olan kendini
gerçekleştirme olgusunu yaşamamanın bunalımını çekmekte,
ailesine ve topluma yük olmak durumunda kaldığı için de ömür
boyu eziklik yaşamaktadır.


Yorumlar