DÜNYA ENGELLİLER BİRLİĞİ ÇALIŞTAYI/İSTANBUL STK KRİTERLERİ



DÜNYA ENGELLİLER BİRLİĞİ ÇALIŞTAYI/İSTANBUL
STK KRİTERLERİ

Raportör : Canan KOCA / Teknik Müdür / Dünya Engelliler Vakfı
Raportör : Prof. Dr. Ayşe KARADUMAN / Hacettepe Üniversitesi
Raportör : Hatice DEĞİRMENCİ / Uluslar arası İlişkiler Sorumlusu / Dünya Engelliler Vakfı
HEDEF ENGEL GRUBU
HİZMET ALANLARI o Engelliğin önlenmesi
o Fırsat eşitliği
o Rehabilitasyon

ULUSAL DÜZEYDE DAHİL ETME
PROJE
FİNANS
ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLERLE İLİŞKİ
EKONOMİK GÜÇ
KURUMSAL KALİTE
KAMU YARARI STATÜSÜ
STK’NIN BM, WHO, UNICEF TARAFINDAN TANINMASI

KATILIMCILAR
Ø TÜRKİYE/ METİN ŞENTÜRK
Ø TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR
Ø TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN
Ø TÜRKİYE/CANAN KOCA
Ø TÜRKİYE/RIFAT EMEKÇİ
Ø ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM
Ø KARADAĞ/GORAN MACAVONIC
Ø KARADAĞ/BOJANA LAKOVIC
Ø KANADA/DOUGLAS NUTTING
Ø AZERBAYCAN/VALİDA ABBASOVA
Ø PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI
Ø ÇİN/YOU LIANG
Ø TANZANYA/SALMA HAYI SAADAT
Ø IRAK/MOHAMMED ABDULJABBAR
Ø IRAK/SA’ADOUN J. AL. KAZRAJY
Ø BOSNA HERSEK/BRANKA SUZIC


HEDEF ENGEL GRUBU

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Tekrar hoş geldiniz. Çalıştayımızla devam ediyoruz. Ben Endonezya’dan geliyorum. Şimdi STK konularını tartışmak istiyoruz. Eminim ki bu konu Dünya Engelliler Birliği için son derece faydalı bir tartışma konusu olacaktır. Organizasyon komitemiz DEB’ne üye olmak isteyen STK’lar için üyelik kriterlerini belirledi. Eminim hepinizde bu kitapçık vardır. Herkes de var mı? Tamam..Kriterlerimizi tartışmayı öneriyorum.Kriterlere hangi engelliler dahil edilmeli? Şimdi buradaki katılımcılara bakarsak eğer, farklı farklı engelliliklere sahip olduğunu görüyoruz. Genel olarak mı ele almalı bu kriteri, yoksa detaylandırılmalı mı? diye düşünmeliyiz. Örneğin Görme engelliler, zihinsel engelliler, engelli kadınlar şeklinde detaylandırmalı mıyız bu kriteri. Ne düşünüyorsunuz? Çünkü birliğin yine tüzüğünde yer alacak bu kriterler. Detaylandırmalı mıyız?
KARADAĞ/GORAN MACAVONIC: Bence engellilikler arasında bir fark yapmamalıyız. Zira bunu yaparsak ayrımcılığa girmiş olur, diye düşünüyorum. Benim fikrim bu şekilde. Niye zaten bunu tartışma konusu yapıyoruz, onu da çok anlayabilmiş değilim. Çünkü engelliliği detaylandırırsak, o kategoriye kazara girmeyen bir kişiyi ayrımcılığa maruz bırakmış oluruz.
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Belki ilk önce şunu konuşmak da fayda var. Bu Dünya Engelliler Birliği, sivil toplum kuruluşlarının kuracağı bir oluşum olacak. Dolayısıyla da acaba ülkelerde engellilerle ilgili STK’ları nasıl örgütlenmiş? Yani lokal mi, ulusal mı? Dolayısıyla, belki bu tartışılabilir. Dernek mi, konfederasyon mu, federasyon mu? Belki her ülke bunu söyleyebilir. Bizim ülkemizde lokal var. Ulusal var.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Bu konuyla ilgili diğer maddelerde de başlıklar var zaten. İlk başlık olduğu için biz bunu gündeme getirdik. Hedef grubu olarak, sadece bir öneriydi. Ayıralım mı, genel mi yazalım. Genel yazılsın teklifi geldi. Başka farklı düşünen var mı?
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Kanada’dan. Daha doğrusu şöyle başlayayım sözlerime. Engelli kişilerden biz bahsederken, fiziksel engellilerden bahsedildiğini insanlar daha çok algılıyor, Kanada da. Bir ayrıma gidilmiyor. Pek çok engellilik var ve Kanada’da biz bir ayrım yapıyoruz resmi olarak. Bedensel, zihinsel ve sensorik yetilerinde kısıtlılık olan kişiler şeklinde bir ayrıma gidiyoruz. Dolayısıyla, engelli kişi dediğimiz zaman, bedensel engelli algısının ortadan kalkması gerekiyor. Başka engellilikler de var. Bu farkındalığı yaratmak lazım insanlar arasında.
AZERBAYCAN/VALİDA ABBASOVA: Çocuklar ve yetişkinler ayrılmalı. Çocukların dertleri ayrıdır. Görmeyenleri, fiziksel engellileri ayırmak lazımdır. Çocuklar ve büyükler ayrı olsa daha iyi olur.
KARADAĞ/GORAN MACAVONIC: Bu öneriyi neden getiriyorsunuz? Çocukların yetişkinlere göre ihtiyaçları daha mı farklı olduğu için mi? Biz hepimiz insanız sonuçta.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Benim açıklamamam izin verirseniz eğer, engellilik hedef grubunu tanımlamaya çalışırken, bu konuyu tartışmamızın sebebi Dünya Engelliler Birliğinin tüzüğüne geçecek olması. Dolayısıyla burada bir kararı varmamız gerekiyor. Daha önce de açıklamıştım. Engelliliğin farklı farklı çeşitleri var. Dolayısıyla burada mesela, engellilik hedef grubu denmiş kriterler arasında, “a” başlığı atında. Burada engellilikten ne kast ediliyor? Görme engelli olabilir, zihinsel görme engelli olabilir, gelişiminde bir gecikme yaşamış bir insan kastediliyor olabilir, çocuklar kastediliyor olabilir veya kadınlar kastediliyor olabilir. Dolayısıyla biz genel olarak tutarsak eğer bu kavramı, bütün mümkün olan engellilikleri zaten dahil etmiş oluyoruz. Kurum tek bir kriter, tek bir ifade hakkında mutabık kalmalı diye düşünüyorum. Ve detaylandırırsak eğer engellilik kavramını, birliğimize bütün engellilik gruplarını dahil etmiş olacağız. Bu yüzden iyi bir fikir diye düşünüyoruz. Kadınları da dahil etmiş oluyoruz. Çocukları da dahil etmiş oluyoruz. Evet çocuklar yetişkinlere göre farklı ihtiyaçlara sahip olabilir. Ama burada çocuklardan da bahsedilmeli diye düşünüyorum. Şahsen Ben şöyle düşünüyorum. Cüzam gibi bir hastalıktan muzdarip olan kişiler de Engelliler Birliğinin kapsama alanına girmeli. Bu tarz bir öneri hakkında ne düşünürsünüz? O da bir çeşit engellilik çünkü.
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Şimdi biz Dünya Engelliler Birliği ile beraber çalışıyoruz. Buradaki ana hedef şu olmalı. Bütün kategorileri kapsamalı. Biz global bir düzlemde çalışıyoruz, faaliz. Dolayısı ile bütün kategorileri içerecek şekilde hareket etmeliyiz. Öncelikli hedefimiz STKlar için kriterler oluşturmak ve buradaki ana hedef bütün engellilik tarzlarını kapsayabilmektir.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Burada vereceğimiz mesaj önemli. Bu Birlik bütün engelli gruplarını hedef alıyor. Yani cinsiyetten bağımsız, ırktan bağımsız, engellilik tarzından bağımsız. Dolayısı ile genel bir ifade kullanılmalı.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Evet kriter hakkında mutabıkız galiba. Bütün insanları içerecek şekilde bir ifade kullanılmalı. Bu şekliyle mutabıkız değil mi? Tamam.
HİZMET ALANLARI o Engelliğin önlenmesi
o Fırsat eşitliği
o Rehabilitasyon


ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: O zaman ikinci noktaya gelelim. Engelliğin veya maluliyetliğin önlenmesi, eşit haklar ve rehabilitasyon noktaları burada dile gelmiş. Sizce bu ifadeler kafi mi?
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Hizmet alanı olarak belirtilmiş. Dolayısıyla da, Hani ek hizmet alanları eklenebilir mi? Ve yahut da bunlar zaten yeteri kadar içeriyor mu? diyebiliriz. Bir diğer husus da belki, çocuklar yaşlılar gibi bazı hedef grupları burarda biraz daha açılabilir.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Burada iki alan önemli olabilir. Bir tanesi; Engellilerin haklarını savunacak kişilerin veya kurumların burada dile gelmesi. Diğer taraftan da Engelli olan kişilerin kendi haklarına ve yaşamlarına sahip çıkabilme noktası.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Peki eşit fırsatlar, haklar konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu kafi herhalde. Bu sizin söylediğiniz iki nokta eşit fırsatlara dahil edilebilir değil mi?
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Bence benim bahsettiklerim ayrı kategoriler. Onları ayrı olarak ele almak yararlı olur diye düşünüyorum.
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Kanadalı meslektaşımla hem fikirim. Çünkü Eşit fırsatlar “kendi haklarına sahip çıkma“ kriterinden çok farklı bir şey. Örneğin Karadağ’da bağımsız bir yaşamdan bahsetmek insanlar için çok önemlidir. Dolayısıyla, zaten bağımsız yaşamın en önemli unsurlarından biri “kendi haklarına sahip çıkabilme” vs. gibi konular. Dolayısı ile ayrı ele alınmalı.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Iraklı meslektaşımız ne der acaba?
ÇİN/YOU LIANG: Burada hizmet alanından bahsediyoruz. Engelliliğin önlenmesi ve eşit fırsatlar. Bu ikisi genel şeyler. Üçüncü nokta Rehabilitasyon çok spesifik bir konu. Bu bağlamda da erişilebilirlik çok önemli bir nokta olarak ön plana çıkıyor. Bunun da dahil edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çevresel erişilebilirlik özellikle çok önemli. Burada şunu söylemek isterim. İşitme engelli kişilerin eğitime dahil olamıyor olmalarının ana sebebi erişilebilirlikteki aksamalar ve sıkıntılardır diye düşünüyorum. Dolayısıyla çevresel erişilebirlik çok çok önemli bir nokta. Diğer arkadaşlarımın da bahsettiği gibi bilinç düzeyinin artırılması, bir farkındalık yaratmak da çok önemli insanlar arasında. Teknik ekipmanlar, teknik donanım az veya çok mevcut, fakat erişilebilirlik olmadığı için bunlardan faydalanılamıyor. Teşekkürler.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Pardon neyi kast ediyorsunuz?
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Özel sigortadan bahsediyorum. Eğitimde de özel araç-gereçlere ihtiyaç duyuyor engelli vatandaşlar. Bu araç-gereçlerin masrafları özel sigortadan karşılanıyor mu acaba? Bu konuyu da değinmek mümkün olur mu?
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Tanzanya’dan meslektaşımız söz almak ister mi?
TANZANYA/SALMA HAYI SAADAT: Benim için Eşit fırsatlar konusu çok önemli. Eğitimde eşit fırsatlar, istihdamda eşit fırsatlar, sağlıkta eşit fırsatlar. Dolayısıyla eşit fırsat dediğimiz zaman tam olarak neyi kastediyoruz. Belki bunu birazcık açabiliriz. Bağımsız yaşamanın da doğrudan erişilebilirlikle çok alakalı olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ederim.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Buyurun lütfen.
IRAK/MOHAMMED ABDULJABBAR: Tabi ki engelliğin bütün türleri ile ilgili hepsini kapsamak, hiçbir kimseyi istismar etmemek gerekir. Bizde bütün imkanlar, fırsatlar eşittir. Herkes aynı şekilde yürümektedir. Herkesin gereksinimiyle yürümektedir. İnsanlık alanında olsun, engellilik alanında olsun, fırsatlar eşittir.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Başka söz almak isteyen var mı acaba? Yok mu? O zaman üçüncü kritere geliyoruz. Kitapçıkta da bahsedildiği gibi. Ulusal düzeyde dahil edilme. Bundan kasıt nedir?
ULUSAL DÜZEYDE TEMSİL ETME

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Ulusal düzeyde yapılanlar, yapılan düzenlemeler vs. yerel düzeyde de yankı bulacak mı, uygulamaya geçecek mi? Bu konu hakkında ne düşünüyoruz acaba? Buyurun. Bu kitapçıkta üçüncü kriterden bahsediyorum. Kitapçıktaki üçüncü kriterden bahsediyorum. Burada dahil edilmeden bahsediliyor. Fakat buradaki kasıt “kapsam” aslında. Yani kapsam sadece ulusal düzeyde mi olmalı? Yoksa Yerel düzeye de inmeli mi? sorum bu.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Birliğe üyelik konusunu mu kastediyorsunuz yani? Yani STKlar da dahil olmalı mı? Başka konular da girebilmeli mi birliğe? Peki. Ben şahsen ulusal bir STK’nın temsilcisi olarak buradayım. Ve bu sizin açtığınız konu, bizim ulusal düzeyde kendi ülkemizde de tartıştığımız bir konu. Ve şunu gördük. Bir birliğe ne kadar çok üye girerse o kadar iyi oluyor aslında. Bir çeşitlilik oluyor. Fakat, İlçe temsilcileri alıyoruz mesela bizim ulusal derneğimize. Fakat şimdi uluslar arası düzlemde tartışırsak bu konuyu, o zaman şöyle yapmalı. STKlar ilk önce yerel düzeyde üye olduktan sonra ancak bize üye olabilmeli. Evet bende benzer şekilde düşünüyorum. Bu sonuçta Dünya Engelliler Birliği. Dolayısıyla burada hem fikiriz sanırım. Değil mi?
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Evet STK’ların ulusal bir boyutu kesinlikle var. DEB’e şayet üyeyse bir STK o zaman, aslında o ülkeyi temsil gücü doğuyor bundan. Dolayısıyla bu önemli bir görev ve Dünya Engelliler Birliğine üye olan bir STK, ülkesine döndüğünde de temsil hakkı olan bir STK haline geliyor.
ÇİN/YOU LIANG: Üyelik standardına ilişkin söz almak istiyorum. IA, DPI gibi uluslar arası derneklere üyeyse eğer STK, bu bir artı olabilir. Ama benim sorum şu. Acaba üye olacak STKların büyüklüğüne ilişkin, üye sayısına ilişkin bir sınır koymalı mıyız? Mesela 3-4 kişi de bir araya gelip bir kurum kurabilir ve üyeliğe başvurabilir aslında prensipte. Dolayısıyla bir sınır koymalı mı? İsmini unuttum şu anda PPI olabilir veya OI’dı sanırım. Üye olacak heyetlere bir sınırlama getirmişti. Büyüklüğünde bir sınırlamaya gitmişti. Sonuçta bir kişi de bir tüzel kişi olabilir ve bir STK kurabilir prensipte. Biz dünya standartlarında bir birlik olmak istiyoruz. Ve profesyonel bir şekilde işleri ele alabiliriz.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Şimdi bu kriterde ulusal STK dediğimizde ne kastediyoruz? Bunu biraz herhalde açmak lazım. Dünya Engelliler Birliği söz konusu olduğunda bir ülkeden birden fazla STK üye olmalı herhalde, diye düşünülebilir. Ama ülke başına bir temsilci, bir STK olursa herhalde birliğin düzgün işlemesi açısından daha faydalı olur, diye düşünüyorum. Dolayısıyla bende burada açıkçası biraz ikilemde kaldım. Bir STK sadece üye olabilir veya bir ülkeyi temsil eden birden fazla olabilir.
AZERBAYCAN/VALİDA ABBASOVA: Azerbaycan’da 20 STK ve onların temsilcileri var. Elbette bizim görevimiz bu, onların hepsi başvurabilir. Dünya Engelliler Birliği hakkında bilgi vereceğiz onlara. Allah yolumuzu açık etsin, Allah bu işi görenlere can sağlığı versin. Sadece ben diyorum ki; Elbette ki Aydın Beyle beni bu işe davet ederlerse, biz bu işin içinde varsak. Bu işi biz yapabiliriz. Azerbaycan’dan bu birliğe 5 STK gelse ne yapabilirler? Azerbaycan’dan 20 STK orada bir iş yapamıyorlarsa, burada ne yapabilirler? Biz iki temsilci bu işi görebiliriz, arkamızdan onları getirebiliriz. Azerbaycan’da yardımcı olacağız. Bu engelli insanların ihtiyacıdır.
TÜRKİYE/ METİN ŞENTÜRK: Teşekkür ediyorum. Metin Şentürk. Ben sizlerin değerli görüşlerinize, açık cevaplarınıza zaman zaman bütün samimiyetimle dinliyorum. Ve bütün o değerli görüşleri toplamaya ve paylaşmaya çalışıyorum. Her salonda edindiğimiz izlenim ve hava, tıpkı bu salondaki gibi mükemmel, arzulu, istekli. Bu bizi ayrıca sevindiriyor. Sayın hocam, eğer uygun görürseniz, Katılımcılar da uygun görürse nihai toplantımızın bitiminde nihai anlamda, bir bağlayıcılığı olmadan ama sadece bir niyet göstergesi olarak bir kağıt imzalanmasını istiyoruz. Burada konuşulan konunun üzerinde sadece bir iyi niyet, sadece katılım niyetinin ifadesi olarak. Tekrar ediyorum, hiçbir hukuki bağlayıcılığı olmayan bir şeydir bu. Sadece biz toplandığımızda kişisel veya ülkelerin kendi STK kararları olarak baktığımızda elimizde bir veri olması için bir niyet kararının geleceğe dair, imza toplanması ve böyle bir çalışma yapılması konusunda bir öneride bulunuyorum. Hukuki bağlayıcılığı yoktur. Bazılarımız belki ülkemize döndükten sonra alacağımız, danışacağımız kurullarımıza danışarak karara varacaktır, ona da saygı duyuyoruz. Bir diğer konuda küçücük bir not, STK Kriterleri ile ilgili kişisel fikrim bu benim. Mutlaka ülkesinde yapılan hizmetler birtakım kriterlere dayanıyor. Ekonomik durumu ve kamu yararı göz önünde tutularak birtakım kriterlere dahil edilmesini yine kişisel fikrim olarak öneriyorum. Teşekkür ediyorum.
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Karadağ’dan söz alıyorum. Kanımca bir örgütler koalisyonu kursak çok faydalı olur. Hem yerel, hem de ülkesel, ulusal seviyede. Belki bu Koalisyonların temsilcileri de birliğe üye olur sonra. Çünkü engellilik konusuyla öyle veya böyle ilgilenen herhangi bir kurumu bu birlikten dışlamak söz konusu olamaz. Dolayısıyla bu tarz koalisyonlar kurarak bir temsilci seçilebilir ve o temsilci birliğe üye olabilir. O koalisyonun bir harmanı gibi bir temsilci örgüt ortaya çıkabilir. O örgüt de üye olabilir birliğe.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Bunu söylerken kendi içinden temsilci seçilmesini mi STKlar arasından öneriyorsunuz? Yoksa temsilci bir tek STK mı öneriyorsunuz?
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Temsilci bir STK önerisini getiriyorum. Tek bir STK seçilsin demiyorum ama bir koalisyon oluşturulsun ve o koalisyondan bir temsilci çıksın istiyorum. Karadağ gibi küçük bir ülkede bir koalisyon olabilir bu. İyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu sayede herkesi dahil edebiliriz.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Hem fikirim sizinle. Endonezya’da çok fazla engellilik konusuyla ilgilenen yerel örgütümüz var. Ulusal Fiziksel Engelliler Federasyonumuz var, İşitme Engelliler Federasyonumuz var, Görme Engelliler Federasyonumuz var, Cüzamlılar Federasyonumuz var, vs. Dolayısıyla bütün ulusal örgütleri birliğe dahil etmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum. Ama burada karar alacak olan kim? Tabi bunu tartışmak lazım.
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Ama ben sadece ulusal örgütlerden bahsetmedim. Ben hem yerel hem ulusal düzeyde çalışan örgütlerden bahsettim. Karadağ’da örneğin 6-7 kadar ulusal örgütümüz var fakat bu ulusal örgütlere dahil olmayan daha pek çok yerel örgüt var. Sizin yaptığınızı yaparsak pek çok örgütü dışlamış oluruz.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Yani koalisyon burada ana hedef olmalı. İyi fikir olduğunu düşünüyorum. Bu kriter hakkında mutabık mıyız efendim? Yoksa ekleme yapmak ister misiniz? O zaman bir sonraki kritere geçiyoruz.
PROJE

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Dördüncü kritere geçiyoruz. Dördüncü kriterimiz proje. Proje derken ne kastediliyor, tam emin olamadım. Örgütün programı mı kastediliyor? Uzun vadeli veya kısa vadeli programı mı kastediliyor? Tam emin olamadım. Siz ne düşünüyorsunuz bu kriter hakkında?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Şimdi burada proje ile kastedilmek istenen, üye olacak STK’nın engellilerle ilgili projeleri var mı? Yani biz STK’nu seçerken ulusal mı, değil mi? Bu bir kriterdir, dedik. Ulusal olur veya bir koalisyonla seçilmiş olabilir. Ama bir diğer seçilme kriteri de acaba bugüne kadar engellilerle ilgili projeler geliştirdi mi? Bunları sonuçlandırdı mı? Bunu da koyalım kendi kriterlerimiz içine. Eğer bir seçim yapmak durumunda kalırsak, iki taneden biri mi? gibi. O zaman projeleri olan, engellilerle ilgili yaptığı projeleri olanları daha çok dikkate alalım denmek isteniyor.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: O zaman proje konusunu biraz daha açalım. Mevcut projelerden mi bahsediyorsunuz yoksa uzun vadeli projeler oluşturdular fikir aşamasında, onları da dahil edelim mi?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Her ikisi birlikte. Hem mevcut, yapılmış olan, uzun vadeli olan ama yeter ki engellilerle ilgili projeler yapsınlar, yapmış olsunlar veya yapacak olsunlar. Dolayısıyla bu. Projelerin engellilerin hedeflere yönelik, işte fırsat eşitliğini mi katkısı oldu? Topluma katılıma mı katkısı oldu? Yada engelliliği önlemeye mi katkısı oldu? Bunun gibi konularda bu projelerin acaba önemi ne, etkisi ne oldu veya olacak? Bu dikkate alınmalı diye biliyorum.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Ben şöyle bir katkıda bulunmak istiyorum. Bu projeleri somutlaştırmak lazım. Sivil Toplum Örgütünün bütün bugüne kadar yapmış olduğu projeler yada başvuru sırasına kadar yapmış olduğu projeler onun bir çeşit referansı olur. Ama yapacağım dedikleri için onu bir referans kabul edemeyiz. Sürmekte olanlar yine bir referans olur. Ama yapacağım..Çünkü birçok şeye bağlıdır proje biliyorsunuz. Hepiniz yapıyorsunuzdur. Kabul edilmez, herhangi bir engel olur, kurallar değişir vs. Onun için somutlaştırmak adına, çünkü yapacağım dediğiniz zaman sayfalarca yazabilirsiniz, onu da yapacağım, bunu da yapacağım. Onun için süren ve tamamlanmış olan projeler olabilir. Veya kabul edilmiş de henüz başlamamış. Resmen kabul edilmiş projeler olur. Onlar bence sayılmalıdır.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Bu projelerle ilgili olarak bence, değerler kadar önemli değil projeler. Çünkü buradaki STK’ların inandığı değerler önemli. Çeşitli engelleri olan kişilerin haklarına saygı gösterilmesi yolunda çalışmalar yürüten bir STK olması benim için çok daha önemli. Bence ortak değerler üzerinde burada konuşmak gerekiyor. Böyle bir birliğe üye olacak STK’ları seçerken, STK’ların yürüttüğü, 4 sene önce yürütmüş olduğu bir proje değil bence kriter.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Size katılıyorum. Bence de burada bu kriter çok doğru bir şekilde belirlenmemiş. Bence örgütün planlama aşaması gibi bir kriter belki kullanılabilir. Ama sadece proje kriterine onu yazdığımız zaman, sanki bu birliğin üyeleri sadece finansman arayışında proje için gibi anlaşılabilir. Oysaki bir planlama boyutunun altı çizildiği zaman daha doğru olacaktır, gibime geliyor.
ÇİN/YOU LIANG: Sayın Başkan, aidiyet konusu ile ilgili, üyelikle ilgili olarak acaba şunu söyleyebilir miyim? Geriye dönüş yapabilir miyim? Bir unsur var bence göz önünde bulundurulması gerekir. Siyasi olarak hassas bir konu. Bildiğiniz gibi toprak bütünlüğü ile ilgili olarak bir ülkede yabancı bir üyelikle ilgili olarak bunu göz önünde bulundurmak gerekebilir. Çünkü bazı ülkelerde bazı bölgeler birliğe üye olmak isteyebilir. Oysaki bu bölge siyasi hassasiyetin olduğu bir bölgedir. Bu konuda bence düşünmek gerekiyor, Sayın Başkan.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Evet katılıyorum size. Bence o yüzden “Proje” demeyelim ama “planlama boyutu” diyelim. Yani bu birliğin üyesi olacak her bir STK’nın bir planlaması olması gerekiyor. 1-2-5 yıllık planlar olabilir bunlar. Tabi bunlar komitenin kararına kalır. Ne düşünüyorsunuz? Peki. Komite, kriterleri, proje olarak belirlemiş kriterlerden bir tanesini. Bence proje kelimesini demeyelim de. Çeşitli faaliyet planlaması terimlerini kullanalım. 1-2, kısa -orta vadede hangi faaliyetler planlanıyor? Buna ilişkin bir kriter belirleyelim. Mesela ilk sene şunu yapacaklar, ikinci sene şunu yapacaklar, gibi. Proje kelimesinin yerine.
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Belki de yaptıkları da diyebiliriz. Yapacakları, tamam o da önemli. Yapacakları önemli ama yaptıkları. Proje olmayabilir ama aktiviteler. Bugüne kadar neler yaptı? Bu belki bir proje olabilir, bir bilimsel proje olabilir, bir toplum hizmeti olabilir, bir eğitim olabilir, bir örgütsel çalışma olabilir. Ama bugüne kadar engellikle ilgili ne yaptı? Artı ne yapacak? diye belirtelim bence.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Anlıyorum yani “Proje” değil de, nelerin yapıldığı bu STKlar tarafından. Yani hangi faaliyetler yerine getirildi?
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Proje kelimesi tanımlı olmadığına göre, neden bu proje kelimesi buraya girdi kriter olarak? Bence ilk önce Proje kelimesini tanımlamamız gerekiyor ki, bu tartışmanın bir anlamı olsun.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Neden bu konuyu konuşuyoruz? Çünkü ben de tam olarak anlamış değilim. Burada komitelerin temsilcilerinden bir tanesi bunun tanımı olarak, yerine getirilmiş faaliyet açıklamasını getirdi.
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Evet ama proje kelimesi üzerinde bir tanımlama getirmemiz gerekiyor.
IRAK/SA’ADOUN J. AL. KAZRAJY: Belki projeyi faaliyetler olarak algılamamız lazım, en azından bu örgüt için. Eğer bu örgütün, yani bu STK’nın Engellilerle ilgili bir faaliyeti söz konuysa kabul edilecek, eğer değilse kabul edilmeyecek. Bu mudur?
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: İşte bunu demek istedim ben de biraz önce. Ama komitenin söylediğine göre, daha önce yapılmış olan, tamamlanmış olan faaliyetler, burada söz konusu olan faaliyetler. Doğru mudur?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Tamamlanmış olan ve ileriki planlarda tabi ki dikkate alınır. Ama yapılmış olanları da dikkate almak gerekir. Hatta belki de öncelikle. Ama bu demek değil ki yapılacak olanlar dikkate alınmasın. Ama öncelikli yapılmış olanları. Ama bu tartışmaya açmak için koyulmuş buraya proje adı. Faaliyetler de olabilir, aktiviteler de olabilir, çalışmalar da olabilir. Bu tartışmaya açmak için buraya proje dendi. Bunun yerine faaliyetler, aktiviteler, çalışmalar bu kelimelerden biri de seçilebilir. Yapılan ve yapılacak olan. Ama yapınlalar, daha kabul edileceği için o sivil toplum kuruluşun bu birliğe kabul edilmesi için, yapılanlar daha somut olarak durduğu için ayrı bir değeri var. Ayrı bir değeri olmalı diye söylüyorum. Bu benim kişisel fikrim ama. Birliğin fikri değil, benim fikrim.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Acaba bu örgütlerin amaçları üzerinde dursak daha iyi olmaz mı? Yani birliğin üyesi örgütlerin amacı; “Engelli kişilerin hayat standartlarını yükseltmek” olmalı gibi böyle tanımlara gidebilir miyiz acaba? Yani tamamlamış olduğu çalışmalar yada projeler değil de, birliğe katılan örgütlerin amaçlarının engelli kişilerin hayatlarını iyileştirmek gibi amaçlarının olması.
AZERBAYCAN/VALİDA ABBASOVA: Görüyorsunuz ki biz Dünya Engellilik Sempozyumuna projelerimizle gelmişiz. Projelerimiz var ki bizi buraya davet etmişler. Bu birliğe üye olacak STKların projeleri olmalıdır. Projesi olmayanlar aramızda yoktur. Projeler önemlidir. Projeleri hiç bilmiyormuşuz gibi davranmayalım. Önce ben kendi projelerimizden bahsedeyim. Bizim projelerimiz,
§ Erken müdahale,
§ Hayatta ne yapabilecekleri,
§ Rehabilitasyon
§ Engellilerin topluma entegrasyonu
§ Engelli çocuklar tiyatro festivali
§ Özel eğitim
§ Engellilere istihdam
§ Engelli çocuklar yasal hakları.

Bu projeler için 10 yılda 500.000$’a yakın para aldık. Şu anda 50.000$’lık projeler üzerinde çalışıyoruz.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Farklı ülkelerden burada bulunuyoruz. Dolayısı ile proje terimin farklı yorumları olabilir, her birimiz için. Burada proje; engelli kişiler ile ilgili proje olarak algılanmalı. Burada nedir istediğimiz? Uluslar arası bir birlikten bahsettiğimize göre burada Türk heyetinin, Türk STK’ların temsilcilerinin çeşitli faaliyetler yapmış olmaları gerekiyor. Bilmiyorum ama “faaliyet” kelimesi bir kriter olarak kabul edilebilir mi? Çünkü bence, daha önce yapılanlardan tabi ki öğrenilecek şeyler var. Ama Dünya Engelliler Birliği için neden bir kriter olarak belirendi? Bence “STK’nın bir programı” gibi daha geniş bir kavram kriter olarak belirlenmesi daha doğru.
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Bence faaliyetler gibi bir kriterin olması gerekiyor. Çünkü Program tek bir kişi tarafından yazılabilir, ama hayata geçirilmeyebilir. Mesela STK’nın amacı, gerçekten de önemli. Ama hiçbir şey yapmadılarsa bilmiyorum, böyle bir birliğin üyesi olması gerekir mi bu STK’nın? Dolayısı ile STK’nın amacı, yerine getirmiş olduğu faaliyetler gibi bir kriter olması gerekiyor. Dolayısı ile engelli kişilerle ilgili olarak. Ve buna ilaveten engelliliğin önlenmesi, rehabilitasyon, eğitim, istihdam gibi alt konuları da dahil edebiliriz.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Ben bu teklife katılıyorum. Bir sonraki kritere geçelim. Finansman konusu. Bunu bu şekilde mi bırakalım? Yoksa.. Beşinci kriter finans. Herhangi bir yorum var mı bu konuda?

FİNANS

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Beşinci kriter finans. Herhangi bir yorum var mı bu konuda?
TANZANYA/SALMA HAYI SAADAT: Ne tür bir finansmanı kastediyoruz? Acaba burada bağışlardan mı bahsediyoruz? Mali destek verenlerden mi bahsediyoruz? Yani ne tür bir finansmandan bahsediyoruz burada? Belki bağış, gibi bir kelime kullanılabilir. Biliyorsunuz STK’lar çoğu zaman bağışa bağımlıdırlar. Çünkü hükümetin desteğini pek almazlar. Dolayısıyla burada belki sponsor yada bağış gibi bir kelime kullanılabilir.
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Finansmandan kastımız nedir? Bunu açabilir misiniz acaba?
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Bu komitenin hazırlamış olduğu liste olduğuna göre. Ben sanki şöyle algılıyorum. Finansman kaynağı.
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Bu oturumun amacı STK’ların üyeliğine ilişkin kriterleri belirlemek. Eğer bir üyelik söz konusuysa neden finansmandan burada bahsediyoruz? Tüzükte gördüğüm kadarıyla, eğer üye isek, yıllık gelirin % 2’sini birliğe ödemek gerekiyor, gibi bir madde var. Ve yahut da 500 TL gibi bir üyelik ücreti ödenmesi gerekiyor. Neden burada ayrıca bir Finansman kriteri mevcut?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Ben yine bilgim içinde konuşacağım. Çünkü bildiğim kadarıyla burada yazılanların hiçbiri nihai bir karar değil. belki finans ve ekonomik gücü bir arada şu an tartışsak daha iyi olur. Benim bildiğim kadarıyla şu; herhangi üye olacak bir STK’nın birliğe vereceği para miktarı olanağı burada tartışılmasından bahsedilmiyor. Burada konuşulmak istenen şey, acaba bu birlik kendi içinde faaliyetlerini yaparken, bu faaliyetlerini yapmak için gerekli olan finansal kaynağını nereden buluyor? Yani diyelim bir STK var ve toplum temelli rehabilitasyon yapacağım. Bu rehabilitasyona katılan kişilerin finansmanı nereden karşılayabiliyor? Böyle güçleri kullanabiliyor mu? Tıpkı bundan önce konuştuğumuz faaliyetler gibi. Yani ne kadar faaliyet yaptı? Bu faaliyetleri yaparken Finansal kaynak kendi içinde nereden buldu? Bulabildi mi? Sanırım bu kastediliyor. Acaba sadece, diyelim ki bir dernek. Ulusal bir dernek, üyelerinin verdiği aidatla mı bunu yürütüyor? Yoksa Ulusal kaynaklardan bir kaynak mı alıyor? Devletten veya
Belediyeden bir kaynak mı alıyor? Veya AB’ye proje hazırlayıp, oradan bir kaynak aldı? Bununla ilgili bunları kriter olarak alalım mı birliğe üye olurken, bu önemli mi? Bir derneğin bir yerden kaynak bulması, bu birliğe DEB’ne üye olmak için bir kriter olsun mu, olmasın mı?
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Bence buradaki komitenin niyeti genel olarak STK’larla ilgili bilgi toplanmak idi. Dolayısıyla da finansman kelimesi daha çok “Finansman Kaynakları” gibi bir terim ile karşılanır ise daha doğru olacaktır. Yani hükümet desteği var mı? Devlet desteği var mı? Kendi kendine yeten bir finansman mı? gibi bir konu. Üyeler üyelik ücretlerinin ödenmesi ile ilgili olarak da siz bir şey söylediniz. Üyeler tabi ki üyelik ücretlerini ödemek durumundalar. Ama burada STK ile ilgili genel bilgiden bahsediyoruz. Buradaki finansman üyelik ücretinden farklı bir anlam ki bunu da zaten organizasyon komitesi daha önce belirtmişti.
PAKİSTAN/RIZVAN AHMED LODHI: Ama basitçe finansman bildiğiniz gibi gelirlerden ve harcamalardan oluşur ve Tüzüğün 12. maddesinden itibaren birliğin harcamalarına ve gelirlerine ilişkin birtakım maddeler var. Ama bunlar STK’ların seçilmesi için kriter olarak belirlenmemiş. Dolayısıyla bu finansman konusuna eğer, STK’ların seçilmesi yönünden bakacak isek, bir üyelik ücreti belirlemiş, bu üyelik ücretini ödeyemeyen STK’lar üye olamayacak. Dolayısıyla bu üyelik ücretini karşılayabilen STK’lar söz konusu ise o zaman üyelik söz konusu olacak bu STK’lar için. O yüzden bu tüzükte belirtilen yıllık gelirin %2.2’sinin yada 500TL’nin üyelik ücreti olarak ödenmesi gerekiyor. Bu konulara dikkatinizi çektim
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Evet bunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Ama ilk kriter burada “Finansman” derken, daha çok “Finansman” gibi bir kelime yerine “paranın kaynağı”, “para kaynakları”, “finansman kaynakları” gibi bir terim kullanırsak daha doğru olacak gibi. Belki de üyelerin hakları ve yükümlülükleri gibi bir kriter koyar isek, o zaman. Tabi bu daha başka bir konu. Yani burada kriterlerden bahsediyoruz. Yükümlülükler veya haklardan bahsetmiyoruz. Bu sadece STK’lar hakkında genel bir bilgi edinmek için bize gereken farklı kriterler, üzerinde şu anda konuşuyoruz. Burada genel kriterler söz konusu. Yani üye olacak STK’lar hakkında genel bir bilgi edinmek için gereksinim duyduğumuz bilgilerden bir tanesi bu finansman konusu gibi anlaşılmalı bence. Bu finansman kelimesi yerine “Mali Kaynaklar/Finansman Kaynakları” gibi bir terim kullanılması konusunda hem fikir miyiz? Evet. O zaman bir sonraki kritere geçelim.

ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLERLE İLİŞKİ

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Bir sonraki, altıncı kriter “ilgili uluslar arası örgütlerle ilişkiler” bu herhalde açık bir kriter. Hepiniz buna katılıyor musunuz? Evet.
EKONOMİK GÜÇ

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Bir sonraki kriter “ekonomik güç” kriteri. Bu ekonomik güç ile ne kastediliyor? Çok emin değilim. Herhalde yine finansmanla ilgili bir konu bu. Bunu açabilir miyiz?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: daha önceden de bunu kastetmek istedim. İki maddeyi bir arada konuşalım diye. Burada bence finans ve ekonomik güç, kaynak aynı ele alabiliriz diye düşünüyorum. Yani biraz önce Eva Hanımın belirttiği gibi para kaynakları veya mali kaynaklar veya finansman kaynakları gibi bir ifade kullanılabilir. Ve her iki madde yerine.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: O zaman ekonomik güç kriterini mali kaynaklar kriteri ile birleştiriyoruz.
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Birleştirelim diye düşünüyorum. Bu benim fikrim. Bence öyle.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Belki şöyle bir şey kastedilmiş olabilir. Yıllık bütçesi. STK’nın yıllık bütçesi gibi bir bilgi için bu buraya koyulmuş olabilir. Finansman kaynağının dışında. Belki böyle bir bilgi olabilir.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Pekala. Bu ekonomik güç kriterine hala ihtiyacımız var mı? Ne düşünüyorsunuz? Yoksa finansman kaynakları kriteri ile birleştirilmeli mi? Mesela Endonezya’da benim örgütüm engelliler için devlet desteği sağlıyor. Devletle çalışarak destek sağlıyor. Dolayısıyla ekonomik güç kriteri bizim durumumuzda bir şey ifade etmez. Dolayısıyla burada da hala kullanalım mı? Yoksa diğer kriterlerle birleştirelim mi?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Belki de Ayşe Hanımın önerisini de dikkate alabiliriz. Yıllık bütçesine bakabiliriz. Finansal kaynağın yanında yani mali kaynağın yanında o STK’nın yıllık bütçesi dikkate alınabilir.
KARADAĞ /GORAN MACAVONIC: Evet katılıyorum. Bir örgütün yıllık bütçesini kriter olarak dahil etmek önemli olacaktır. İngilizce tabirini bilmiyorum ama bir örgütün Asgari düzeyde sahip olması gereken bütçeyi belki belirtilebiliriz kriterler arasında.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Kanada’da sonuçta bir örgütün finansal açıdan da muktedir olmasını bekliyoruz belli bir projenin, bir programın altından kalkabilmesini bekliyoruz. Dolayısıyla finansal yönetim konusu burada çok önemli oluyor.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Peki o zaman“Yıllık bütçe” şeklinde bu kriteri değiştiriyoruz. Doğru mu? Peki.
KURUMSAL KALİTE

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Bir sonraki kritere geçiyoruz. Kurumsal kalite. Çok da emin değilim. Ayşe Hanımla da bu konuyu tartışmıştım daha önce. Muhtemelen Örgütün yapısı kastediliyor, diye bir düşünce vardı aklımda. Ne düşünürünüz sizler? Örgütün, kuruluşun yapısı dediğim zaman, herkes için aşikâr mı bu terim? Peki.

KAMU YARARI STATÜSÜ

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Bir sonraki kritere geliyoruz. O da kamu çıkarına ilişkin kriterimiz. Statüye ilişkin, ben kafamda çok oturtabilmiş değilim bu kavramı. Kamu çıkarı statüsü dendiği zaman ne kastediliyor tam bilmiyorum.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Belki bunu ben biraz açıklayabilirim. Türkiye’de böyle bir kavram var. Bazı STK’lar kamu yararına örgüt olarak ilan edildiklerinde birtakım vergi muafiyetinden yararlanabiliyorlar. Böyle bir tanımlama var. Ama her STK bu bariyeri aşamıyor. Dolayısıyla kamu yararına olmak, öyle bir kapsamda buraya konmuştur. Belki başka ülkelerde de hükümetin aldığı tedbirler olabilir. O nedenle, bu, sonuçta diğer anlamda da o örgütün daha güvenilir ve sürekliliği olan bir örgüt olduğunun da göstergesi oluyor bir yerde. O nedenle buraya konmuştur.
TÜRKİYE/…: Ben soru sormak istiyorum. Konuyla alakalı olup olamayacağını bilemiyorum ama. Gelişmiş ülkeler var, bir de gelişmemiş ülkeler var. Bir fakir var, bir zengin var. Bu dengeleme nasıl yapılacak, bir fikir bekliyorum. bu konuyla ilgili bir şeyler söylenmesi gerekiyor. Kanada ile Irak’ı eşit mi tutuyoruz burada.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Bu aslında iki gündür tartışılıyor. Gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkeler arasındaki farkın engelliler açısından sadece % 2 olduğu çalışmalarla ortaya konmuştur. Dolayısıyla ihtiyaçlar açısından çok fark yok. Sadece olanaklar açısından fark var. Dolayısıyla bu olanaklar konusunda da herkese eşit fırsatlar, fırsat eşitliği için zaten böyle bir birlik kurma yoluna gidiliyor. Dolayısıyla bunun burada tartışılmaması gereken bir konu olarak görüyorum. Bu konu tartışıldı.
TANZANYA/SALMA HAYI SAADAT: Evet ben de hazır mikrofonu almışken elime kamu çıkarı konusuna değinmek istiyorum. Bence bu konunun netleştirilmesi lazım. Çünkü STK’ların pek çoğunda zaten kamu çıkarı söz konusu, kamu yararı söz konusu. Dolayısıyla burada kamu yararını, kamu çıkarını biraz açmak lazım daha detaylı olarak. Çünkü geldiğimiz ülkelere göre değişmekle birlikte zaten her STK’nın belli oranda bir kamu yararı güttüğü söylenebilir. Belki hangi kamu yararının güttüğünü birazcık açabiliriz.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Daha önce söylenenlerden ben şunu anladım. Hükümet bir şekilde örgütün yaptığı iyi işlerin farkına varıyor diyelim. Kanada’da mesela bir örgüt kamu yararı güden işler yaptığında farklı bir statü verilebiliyor. Güttüğünüz amaca yönelik tanınmış bir örgüt olmanız gerekiyor.
TANZANYA/SALMA HAYI SAADAT: “Kamu yararı” kelimesini isterseniz bırakalım.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Peki o zaman“Kamu yararı statüsü” terimini “tanınmış” ifadesi ile değiştiriyoruz. Bütün katılımcılar hem fikir mi? Veya “Kayıtlı” kelimesi ile. Açıkçası benim ülkemde Kamu yararı ifadesi pek bir şey ifade etmiyor. Ben de emin olamadım ne yapmalıyız acaba? O zaman örgütün kendi ülkesinde kayıtlı olma şartını burada kriter olarak ele alınsın. Kamu yararı statüsünü çıkaralım. Kayıtlı olma şartı aransın. Peki. Son noktaya geliyoruz.
STK’NIN BM, WHO, UNICEF TARAFINDAN TANINMASI

ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Son noktaya geliyoruz. BM, WHO, UNICEF gibi örgütler tarafından söz konusu STK’nın tanınmış olması kriteri. Bu son kriterimiz. Tekrar ediyorum kriterleri.
• Birinci kriterimiz engellilerin hedef grubu yani engellilik türlerini dikkate almaksızın bütün örgütleri biz burada hedef grup olarak belirleyebiliyoruz. Peki.
• İkinci kriter servis alanlarıydı. Bu noktalara erişilebilirlik kriterini de eklemeyi kararlaştırmıştık. Ve ilave bir nokta olarak kendi kendine yetebilme ve sigorta kriteri.
• Üçüncü ana kriterimiz örgütün kapsama alanıydı, kapsamıydı, Ulusal seviyede ve yerel düzeyde.
• Proje kriterini örgütün amacı ve faaliyetler şeklinde değiştirmiştik.
• Finans kriteri, kaynak, finansman kaynağı terimiyle değiştirilmişti.
• Altıncı kriter kalıyor.
• Yedinci kriter yıllık bütçe şeklinde değiştirildi.
• Sekiz numara örgütün yapısı şeklinde değiştirildi.
• Dokuz numaralı kriterimiz temsil ettikleri ülkede kayıtlı olma şartı şeklinde değiştirildi.
• On numaralı kriter de olduğu gibi kalıyor. Vardığımız nokta bu.

KANADA/DOUGLAS NUTTING: Son noktaya ilişkin söz almak istiyorum. Pek çok ulusal örgüt vardır ki BM, WHO, UNICEF tarafından bilinmiyor olsun. Özellikle de gelişmiş olan ülkelerde o kadar çok ülke var ki, hepsinin tanınıyor olması mümkün değil. Yani BM binalarında, koridorlarında her gün koşuşturan onlarca insan var. Lütfen bizi tanıyın, lütfen bizi tanıyın diyorlar. Dolayısıyla bu örgütlerin, yani BM vs gibi örgütlerin bir STK’yı tanıyor olması veya tanımıyor olması bizim için doğrudan bir kriter olmamalı, diye düşünüyorum. Çünkü bu örgüt tanınmış olsun veya tanınmamış olsun son derece faal ve faydalı bir örgüt olabilir. Bu da kriterimize yansımalı diye düşünüyorum.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Peki o zaman Uluslar arası bağlamda faaliyet gösteren örgüt şeklinde değiştirsek ne dersiniz bu öneriye?
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Kendi sınırları ötesine bir türlü bakamayan, bakmayan, bakmamayı tercih eden ülkelerde çok faal ve başarılı örgütler var olduğunu biliyorum. Dolayısıyla bu kriteri değiştirmemiz lazım.
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Ben de şöyle düşünüyorum. Bu mecburiyet değil. İlla BM veya UNICEF veya bu tür kuruluşlar tarafından tanınma mecburiyeti şartı değil. Sadece eğer tanınmışsa bunu dikkate alalım. Sadece bu. Sadece dikkate alalım. Ama tanınmamış fakat yukarıdaki kriterlerde diyelim Çok iyi faaliyetler yapmış falan. Üye değil ama kabul edelim, gibi. Onun için kalabilir gibi geliyor bana. Belki dikkate alınacak bir nokta olabilir. Veya hiç almayalım.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Biraz önce bu faaliyetler konusunu, proje başlığındaki faaliyetler konusunu görüşmüştük. STK’nın faaliyetleri diye bir başlık altında toplayalım demiştik. Belki Ulusal/uluslar arası faaliyet diyebiliriz. Bunu da oraya taşıyabiliriz. İlla da hakikaten UNICEF tarafından tanınıyor olmak bu STK’yı çok değerli kılmayabilir.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Benim bir soru var aklımda. BM, WHO, UNICEF tarafından tanınmışlık kriteri, bunun kanıtını nasıl alacağız, teyidini nasıl alacağız? Bir mektup mu gönderilecek, bir resmi yazı mı gelmesi gerekiyor o örgütler tarafından?
TÜRKİYE/FERDA DOKUZTUĞ ÜÇSULAR: Benden mi cevap bekleniyor bilmiyorum ama. Ben yine kişisel görüşümü söylüyorum. Bunu söylüyorsa bir kuruluş, herhalde bunun bir belgesi de vardır. Ama çıkarabiliriz bu maddeyi. Daha önce belirttiğim gibi bu bir mecburiyet değil. Ama aramızda BM tarafından kabul edilmiş bir STK varsa da bu iyi bir şey yani, övünülecek bir şey. Yoksa da gocunmamıza gerek yok. Bu maddeyi çıkarabiliriz de.
IRAK/SA’ADOUN J. AL. KAZRAJY: Affedersiniz. Bizler de tabii ki BM’nin tanımış olmasının çok önemli olmadığına inanıyoruz. Bazı ülkeler var mesela Bağımsız olmayı istiyorlar. Birçok örgütler var bu bağlamda. Bağımsız hareket etmeyi isteyenler. Sonuç olarak çok da zorunlu olmadığını görmekteyiz, özet olarak diyebilirim. Gerçekten de birçok örgüt var BM bünyesinde bilinen bir örgüt değil, ama gerçekten aktif işler yapan. Dolayısıyla bu maddeye ihtiyacımız yok, bu maddeyi çıkartabiliriz, diye düşünüyorum.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Evet katılıyorum size. Uluslar arası düzeyde çalışan STK gibi bir kriter yazabiliriz. Zorunlu olmayacak ama uluslar arası alanda çalışan gibi bir kriter söyleyebiliriz.
ÇİN/YOU LIANG: Sayın başkanın son söylediğine katılıyorum. Bence bu faaliyetler kısmına eklenebilecek bir kriter. Yani Ulusal ve Uluslar arası çalımlalar olarak ikiye ayrılabilir. Ve bu konu oraya dahil edilebilir.
ENDONEZYA/EVA RAHMI KASIM: Herhalde bitti.
KANADA/DOUGLAS NUTTING: Biraz önce beyefendinin söylemiş olduğu ile ilgili olarak bir şey söylemek istiyorum. Bende Kanada’yı temsil ediyorum. Burada olmamın sebeplerinden biri de tüm dünyada engellilerle ilgili olup biteni öğrenmek. Tabii ki bazı uluslar daha şanslı diğer uluslara göre ama. Bizimde sizlerle paylaşabileceğimiz bilgilerimiz var. Ülkeler arasında farklı ekonomik veya sosyal durumlar söz konusu olabilir. Ama hep birlikte bir işbirliğinde olmak, birlikte çalışmak, sonuçta engelli kişilerin yaşamını iyileştirecek bir çalışma olacaktır.
TÜRKİYE/…: Dünya genelindeki ülkelere baktığımız zaman, ben burada açıkça söylüyorum işitme engellilerin temsilcisi olmama rağmen,engelliler konusunda sıkıntılar vardır. Her zaman Kanada’yı çok takdir ediyorum. Sizinle işbirliği yaparsak daha iyi olur. Geri kalmış ülkelerdeki engelli kardeşlerimizi kurtarmanın hepimiz için insanlık görevi olduğunu düşünüyorum. Teşekkür ediyorum.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Belki son olarak bir özet metin yazıp imzalamamız gerekebilir. Bir diğer konu da Sn. Şentürk’ün bir talebi vardı. Bilmiyorum ne düşünüyorsunuz bu konuda. Birliğin kurulmasına ilişkin fikrinizi veya böyle bir şey olması gerekir mi? Böyle bir imza toplanırsa biz de daha somutlaştırabiliriz, dedi. Bu konuda farklı düşünen varsa hemen söyleyebilir. Yoksa bir imza açalım. Hem çalışma grubu olarak imzalayalım, hem de bu fikrimizi beyan edelim.
ÇİN/YOU LIANG: Bu belgenin imzalanması ile ilgili olarak, bu birliğin içeriği olmalı. Neyi imzaladığımızı bilmemiz lazım. Bu belgenin içeriği hakkında bir bilgi edinmemiz lazım. En azından genel bir içerik olacak. Veya genel bir içerik söz konusu değilse ben bunu imzalamak istemem. Umarım beni anlıyorsunuz.
TÜRKİYE/AYŞE KARADUMAN: Belki şöyle yapılabilir. Deklarasyon yapılacak Pazar günü. Bütün raporlar okunacak, son sayfasına katılımcılar olarak imza konabilir. Bir de çalışmaları burada yaptık tartıştık. İlla burada yapılsın diye bir şey değil. Sonuçta bir öneri paketi sunuyoruz. Şimdi buradaki toplantı için katılımcı listesi; isim, soy isim, imza, mail adreslerini içeren birinci çalıştay “STK kriterleri ve Ülke Raporları” için bir imza listesi dolaştıralım.
TÜRKİYE/…: Son bir şey söylemek istiyorum. Burada belli grubun temsilcisi olmak. Kanada sadece Kanada, Irak sadece Irak, veyahut Afganistan sadece Afganistan. Federasyon yada dernek yöneticisidir. Burada böyle bir birlikten çıkacak sonuçlar, alınacak kararlar için bu şekilde herkes kendi grubundaki örgütlerle bilgi paylaşımı yaparak karar alabilir. Benim üstümde kurumum, kurumumun üstünde federasyon, konfederasyon var. Fikir alışıverişi yaparak imzalayabilirim. Ben imza atamam. Federasyona bilgi vermem gerekiyor. Onların bakış açısını öğrenmem gerekiyor. Onların fikirleri çok önemli.
SONUÇ
Kriterler aşağıdaki gibi olmalıdır:
• Genel engel grupları ilgilenen STK’lar olmalı.
• Hizmet Alanları
Ø Engelliliğin önlenmesi
Ø Fırsat eşitliği
Ø Rehabilitasyon
Ø Erişilebilirlik
Ø Farkındalık
Ø Sigorta
Ø Kendi kendine yetebilme

• Ulusal ve uluslar arası faaliyetler
• Mali kaynaklar
• Uluslar arası örgütlerle ilişki
• Yıllık bütçe
• Örgütün kurumsal yapısı
• Kendi ülkesinde kayıtlı olması

Yorumlar