ZİHİNSEL ENGELLİLERİN İSTİHDAM SORUNU VE DENGELEYİCİ TEDBİRLER



ZİHİNSEL ENGELLİLERİN İSTİHDAM SORUNU VE DENGELEYİCİ TEDBİRLER

                                                                                                          Kenan ÖREN *

ÖZET

Zihinsel engelli bireyler, engelliler arasında çok daha iyi muamelelere ve eğitime muhtaç olmasına rağmen, kötü muamelelere ve istismara her zaman açıktırlar. Bu yüzden, hem devletin hem de tüm toplumun, zihinsel engellilere karşı hoşgörülü ve yardımcı olması gerekmektedir. Ancak bu şekilde söz konusu bireylerin topluma kazandırılması sağlanabilir.
           Sosyal devlet özelliğine sahip olan ülkeler, ister normal, isterse engelli olsun, bütün vatandaşlarına eşit şekilde davranmak zorundadır. Bu sosyal devlet özelliğinin en önemli kurallarından biridir. Yani sosyal devlet, normal vatandaşlara tanınan sosyal hakları, engelli vatandaşlara da yansıtmalı ve rehabilitasyon hizmetleri, işgücü eğitimi programları, istihdam faaliyetleri gibi hizmetlerden faydalanmalarına yardımcı olmalıdır.
Bu çalışmada, sosyal devlet özelliğini taşıyan ülkelerdeki zihinsel engellilere yönelik politika ve uygulamalar, ülkemizdekiler ile karşılaştırılmış ve sunulan hizmetlerle ilgili eksikliklerin giderilmesi için gerekli tedbirlere yönelik  öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Zihinsel engelli, sosyal devlet, istihdam.

ABSTRACT

Although individuals with mental disabilities are those who need much better treatment and education than the other disabled persons, they expose to discrimination and abuse. For this reason, both the state and the whole public should be tolerant and helpful for  mentally disabled persons. The integration of the persons mentioned may be able to be obtained in this way.
Countries with social state characteristics must behave both normal and disabled citizens equally. This is one of the most significant rule of social state characteristics. That is to say, a social state must reflect social rights, which have been given to normal citizens, to the disabled persons in the same way and should help them so that they might benefit from rehabilitation services, workforce education programs and employment activities.
In this study, policies and applications for mentally disabled persons in the countries with social state characteristics have been compared with those in our country and it has been tried to introduce necessary measures in order to eliminate shortcomings concerning services given.
Key Words: Mentally disabled persons, social state, employment.

1.GİRİŞ

Tüm dünyada sosyal devlet anlayışına sahip olan ülkeler, herhangi bir ayırım gözetmeksizin bütün vatandaşlarına istihdam alanları açarak, yetenek ve becerilerine göre işgücü eğitimi ile ilgili faaliyetler sunmaktadır. Bu konuda, normal ve engelli işgücüne sağlanan imkanlar arasında çok önemli farklılıklar bulunmamaktadır.
Fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal bakımdan belli bir oranda ve devamlı bir şekilde işlev kaybı veya aksaklığı yaşayan;  normal hayattaki faaliyetlerini gerektirdiği şekilde gerçekleştiremeyen kişiler olarak, engelli olanların da normal vatandaşlar gibi iktisadi, sosyal ve kültürel faaliyetlerden faydalanması en doğal haklarıdır ve bu ‘sosyal devlet’ anlayışını taşıyan ülkelerin önemli ilkelerinden biri olmuştur. Bunun sağlanması,  devletin yönetiminde bulunanlar başta olmak üzere, tüm ilgili resmi ve özel kuruluşların, gönüllü teşekküllerin, iş adamlarının, eğitimci ve uzmanların koordineli çalışarak ve birbirlerine destek vererek faaliyet göstermesiyle mümkün olabilmektedir.
Sosyal devlet niteliği kazanmış ülkelerde, engellilerin topluma kazandırılmasında genel olarak aşağıdaki faaliyetlerin sürdürülmesi esas alınmaktadır:
§  Engellilerin topluma entegrasyonu ve rehabilitasyonu,
§  Durumlarına ve becerilerine göre eğitim ve öğretim faaliyetleri,
§  Elde ettikleri mükteseplerine göre uygun iş alanlarında istihdam edilmeleri.
Ülkemizde de buna benzer faaliyetlerin sürdürüldüğü bir gerçek olmakla birlikte, henüz, gelişmiş sosyal devletlerin standartlarına uygun bir faaliyetler zincirinin yürütülmediği de ayrı bir gerçektir.
Bu çalışmada, sosyal devlet niteliğini kazanmış bazı ülkelerde, engelliler ve bilhassa zihinsel engelliler için sürdürülen topluma kazandırma faaliyetleri, ülkemizdeki durumla karşılaştırılacak ve alınması gereken önlemler üzerinde durulacaktır.
2. ENGELLİLER KAVRAMI
2.1. Tanım
1983 yılında, ILO’nun kabul ettiği, ‘Engellilerin Mesleki Rehabilitasyon ve İstihdamı Sözleşmesi’nin 1. bölümünde yer alan tanıma göre, ‘engelli’ terimi, uygun bir iş temini, muhafazası ve işinde ilerlemesi hususundaki beklentileri, kabul edilmiş fiziksel veya zihinsel bir özür sonucu önemli ölçüde azalmış olan bir bireyi ifade etmektedir[1].
Engellilik ise, doğuştan veya sonradan olma herhangi bir hastalık veya kaza sebebiyle kişinin bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal fonksiyonlarında belirli bir oranda sürekli azalma ve kayıplara sebep olan, organ yokluğu veya bozukluğu sonucu normal yaşama gereklerine uyum sağlama ve günlük ihtiyaçlarını karşılamada güçlük çekme şeklinde tanımlanmaktadır[2].
Diğer taraftan, 13.08.1998 tarih ve 23432 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren yönetmelikte ise ‘özürlü’ tanımı, ‘Doğuştan ya da kaza etkisi ile altı aydan fazla süren sağlık bozukluğu sonucunda meydana gelen bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini % 40 ve üstünde bir oranda kaybeden birey’ şeklinde yapılmaktadır.
M.Jonathan Grinfel ise ‘engelli’ terimini, ‘Fiziki veya zihni açıdan yaşamsal faaliyetlerden birini veya birkaçını uygulamada engelli olan birey’ olarak tanımlamaktadır.
Yukarıda yer alan tanımların ışığında ‘zihinsel engelli’ tanımını şu şekilde yapabiliriz: ‘Zihinsel olarak belli bir oranda ve devamlı bir şekilde fonksiyon yürütme kaybı veya aksaklığı taşıyan ve bunu normal hayatına yansıtarak faaliyetlerini gerekli şekilde yapamayan bireyler’dir.
Teknik anlamda zihinsel engelli, bir tanıma göre ‘0-75 IQ arasında yer alan kişi[3]yi ifade eder. Bir başka sınıflandırmada ise zeka geriliği[4]:
§  IQ : 50-69  olanlar: Hafif
§  IQ : 35-49  olanlar: Orta
§  IQ : 20-34  olanlar: Ağır
§  IQ : 20’nin altında olanlar ise ‘Çok Ağır’  şeklinde tanımlanmaktadır.
2.2. Zihinsel Engellilerin Özellikleri ve Bu Özelliklerinin Kanalize Edilmesi
Toplumun bir çok kesiminde çok yanlış değerlendirmelere ve adlandırmalara maruz bırakılan, ‘deli’ veya ‘geri zekalı’ olarak nitelenerek dışlanan zihinsel engelliler, yukarıda belirtilen hafif, orta, ağır ve çok ağır engellilik kategorilerine göre ömürleri boyunca zeka yaşları ve kategorilerinin gösterdiği yaşta kalan bireylerdir. Bu yüzden onları ‘deli’ olarak nitelendirmek, onlara yapılan en büyük haksızlıktır. Kaldı ki ‘geri zekalı’ veya ‘özürlü’ yakıştırmaları bile onları negatif şekilde etkileyen ifadeler olduğundan, onların yerine ‘engelli’ teriminin kullanılması daha uygun olmaktadır.
Zihinsel engelliler, deli olmadıklarından zeka kategorilerine göre sınırlı da olsa anlama ve algılama kabiliyetlerine sahiptirler. Hafızaya kaydettiklerini bazen unuturlar, ancak bilhassa IQ’leri 50 ile 69 arasında olanlar, görsel olayları kolay unutamazlar. Zihinsel engelliler hassastır, duyarlıdır, kendilerine nasıl yaklaşılırsa onlar da öyle davranırlar.
Zihinsel engellilerin her şeyi öğrenmesi, her zaman mümkün değildir. Onların öğrenmeleri gereken şeyin, kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilmesine yetecek bilgiler ve beceriler olması gerekir. Dikkat yetenekleri kısa sürelidir ve aynı zamanda dağınıktır. Bu durum, aileden kaynaklanan bir güdüleme eksikliği ile de açıklanabilir. Birçok zihinsel engellinin aile özelliği, çok çocuklu, alt sosyo-ekonomik düzeyde ve yoksul olarak görülmektedir. Bu aileler, günlük yaşam mücadelesi içinde zihinsel engelli çocuklarına özen ve dikkat gösteremezler ve çocuğun gelişimi ilgisizlik sebebiyle aksar[5].
Zihinsel engelli olanların ihtiyaçları, normal insanlarınkinden farklı değildir.  Temel yaşam ihtiyaçları, sevgi, bağlanma ve ait olma ihtiyacı, kendini ispatlama ihtiyacı, sevme ve sevilme ihtiyacı, evlilik ve neslini devam ettirme ihtiyacı söz konusudur[6]  ve bu istekler çoğu zaman normal insanlardan çok daha fazla şiddetlidir. Onların bu yönleri iyi kanalize edilirse veya şiddetli arzularına göre uygun motivasyon sağlanırsa, istendik becerileri elde etmeleri ve bu becerilerine göre istihdam edilmeleri gerçekleştirilebilecek, böylece engellilerin topluma kazandırılması hızlandırılmış olacaktır. Bu sayede:
§  Engellilerin ailelerinin yükü hafifletilmesi,
§  Tüm sosyal haklardan faydalanmaları,
§  Toplumdan dışlanmaları önlenecek,
§  GSMH’ya katkıda bulunmaları sağlanmış olacaktır.  

3. ENGELLİLERİN ÇALIŞMA HAKKI
Engellilerin Mesleki Rehabilitasyonu ve İstihdamına ait 159 sayılı Sözleşme’yi kabul eden Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 49. maddesine göre, ‘Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.’ Yine aynı maddenin açıklama kısmında, ‘....işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak ve çalışma barışını sağlamak için (devlet) gerekli tedbirleri alır’, denmektedir. Diğer taraftan, Anayasanın 61. maddesindeki ‘sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler’ ifadesininin açıklama kısmında, ‘Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır’ ibaresi düşülerek ‘engelliler’ in de normal insanlar gibi toplumsal, sosyal ve ekonomik haklara sahip olduğu vurgulanmaktadır.
Yukarıda belirtilen haklar çerçevesinde, engellilerin (özellikle daha fazla desteğe ihtiyaçları olan zihinsel engellilerin) de, diğer normal insanlara tanınan çalışma haklarından optimum düzeyde faydalanmaları sağlanmalıdır. Engellilere tanınan istihdam tahsisatının içinde zihinsel engellilere de yer verilmelidir. Zira zihinsel engellileri hiçbir işletme çalıştırmak istememektedir. Bu konuda bazı işletme sahipleri, ‘Körleri çalıştırırım ancak geri zekalıları çalıştırmam’ şeklinde hitap ve edep kurallarını çiğneyerek görüşler belirtmektedirler. Bu durumun değiştirilmesi ve zihinsel engellilerin topluma uyum çalışmalarının yanısıra , toplumun zihinsel engellilere bakış tarzının değiştirilmesi faaliyetlerine de yer verilmesi gerekmektedir.
4. GELİŞMİŞ ÜLKELERDE VE ÜLKEMİZDE ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN YÜRÜTÜLEN İSTİHDAM FAALİYETLERİ
İnsana ve insanın çalışma hakkına saygılı olan bir  sosyal devlet anlayışına sahip olan  ülkeler, ‘Kişinin ekonomik ve sosyal temel hak ve hürriyetlerinden faydalanmasını engelleyen sebepleri ortadan kaldırmakla görevlidir. Bu tür ülkeler, sadece normal insanlar için değil engelliler için de  bir takım sosyal politika tedbirleri almakla mükelleftir. Sosyal politikanın amacı ise[7]:
§  Kapitalist ekonomi içinde oluşan sosyal guruplar (işçi-işveren) arasındaki istihdamla ilgili ilişkileri düzenleyerek ‘sosyal barışı’ sağlamak,
§  Üretimi meydana getiren üretim faktörleri arasında adil bir gelir dağılımını koruyacak tedbirleri alarak toplumda ‘sosyal adaleti’ sağlamak,
§  Artan üretimden o ülkede yaşayan, çalışan veya çalışamayacak durumda olan yaşlı, sakat, çocuk, hasta vb. gibi herkesin faydalanabilmesini kolaylaştıracak ‘sosyal refahı’ sağlamaktır.
Bu yüzden, sosyal devlet anlayışına sahip olan ülkeler, normal insanların yanı sıra ‘engelli’ vatandaşlarının da istihdam haklarından faydalanmaları için ciddi anlamda tedbirler almıştır. Gerek işgücü eğitimi alanları açma konusunda,  gerekse istihdam konusunda sistematik ve etkin faaliyetler sürdürmeyi prensip haline getirmişlerdir. Bu tür ülkelerden bazılarını model olarak incelemek ve ‘engelli’ vatandaşlar;  bilhassa ‘zihinsel engelli’ olanlar için hazırlamış oldukları fırsatları ve imkanları belirtmekte fayda vardır.
4.1. ABD
ABD’de engelli vatandaşlarının istihdam edilmeleri için 1955’te, 600 kişiden oluşan ve her engelli kategorisi için alt birimleri de olan Başkanlığa bağlı bir komite oluşturulmuştur. Bu takım, işverenlere eğitim ve rehabilitasyon uzmanları, eğitimciler, işgören rehberleri, tıbbi bakım uzmanları, sosyal rehberler gibi kalifiye elemanlar temin etmekte ve bunların faaliyetlerini kontrol altında tutmaktadırlar.
Komite, engelliler bilhassa zihinsel engelliler ile ilgili envanterler tutarak, onlarla ilgili ayrıntılı bilgiler elde edip, veri bankası oluşturmuşlar ve istihdamları konusunda işgücü eğitimi faaliyetlerini, sistematik, planlı ve tüm vilayet ve kazaları kapsayıcı bir şekilde sürdürmektedirler[8].    
Komite, sadece belli merkezlerde değil, 50 eyaletin tümünde telekonferanslar vermekte, hem halkın aydınlatılması ve bilinçlendirilmesinde, hem de zihinsel engellilerin sosyal adaptasyonu ve topluma kazandırılmasında düzenli ve programlı eğitim ve öğretim faaliyetleri düzenlemektedirler[9].
ABD’de faaliyet gösteren ‘Psikolojik Engellilere Yapılan Ayırımcılığa Karşı Koalisyon (The Coalition Against the Discrimination with Psychiatric Disabilities-CADPPD’ adındaki kurum, zihinsel engellilere karşı olumsuz imajları, olumlu hale getirmek için oldukça fazla yankı bulan ve etkili faaliyetler sürdürmektedirler[10].
Sadece Massachusetts Bölgesi’nde faaliyet gösteren ‘Zihinsel Engelliler Bölümü (Department of Mental Retardation)’, 31 bin kişiye, işe yerleştirme, ulaşım hizmetleri ve ekipmanları, rehabilitasyon ve tedavi hizmetleri gibi konularda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu kurum, çalışmalarını devlet destekli sürdürmekte ve 265 şubesiyle (Massachusetts Bölgesi’nde) geniş kitlelere hitap etmektedir[11].
Yukarıda bahsedilen hizmetlerin dışında çok sayıda özel ve kamu  kurum ve kuruluşları, hiçbir ayırım yapmadan normal insanlara tanınan statü ve hakların engelli vatandaşlara da tanınması ve uygulanması için mücadele vermektedir.
4.2. ALMANYA
Almanya’da Zihinsel Engelliler için kurulan iş eğitimi merkezleri ile rehabilitasyon enstitülerinde, zihinsel engellileri çalışma hayatına entegre etmek amacıyla eğitim kursları düzenlenmektedir. Bu kursların amacı, katılımcılara ikamet ettikleri evlerine yakın yerlerde önemli iş fırsatları ve istihdam alanları sağlamaktır.
Rehabilitasyon merkezleri, katılımcılara tıbbi tedavi ve çalışma hayatına hazırlık, oryantasyon  ve motivasyon gibi psikolojik eğitim faaliyetleri sunarken, iş eğitimi merkezleri, mesleki bilgi ve becerileri edinmelerini sağlamaktadır.Katılımcılar, bilgi ve becerilerini eğitim amacıyla kurulan atölyelerde uygulamaya dökmekte ve yeterli düzeye geldikten sonra iş hayatına atılmaktadırlar. Bu eğitim esnasında, katılımcılara ayrıca davranış biçimleri, görgü kuralları gibi sosyal alışkanlıklar da kazandırılmaktadır.
Almanya’da zihinsel engellilere yönelik diğer faaliyetleri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz[12]:
§  Zihinsel engellilere fiziksel, ruhsal  ve sosyal istikrar kazandırma faaliyetleri,
§  Motivasyon ve kendine özgüven kazandırma faaliyetleri,
§  Gerçekleri olduğu gibi kabullenmesi ve duruma göre hareket etmesini sağlama faaliyetleri,
§  Yeteneklerine göre iş ve meslek seçimi yaptırma faaliyetleri.
Yukarıda değinilen faaliyetlerin sürdürüldüğü kurslar, genellikle iş eğitimi merkezlerinde  12 ile 15 ay arasında düzenlenmekte ve en az 18 yaşında olan kız ve erkekler kabul edilmektedir[13].
4.3. HONG KONG
Hong Kong’da bir kamu kuruluşu olan ‘Hong Kong Akıl ve Ruh Sağlığı Kurumu (The Mental Health Association of Hong Kong)’ IQ seviyelerine göre kategorize ettikleri zihinsel engellilere farklı eğitim faaliyetleri uygulamaktadır. Kurumun misyonu, kuruma devam eden zihinsel engellilere sağlıklı bir yaşamı, kendine özgüven kazandırılmasını, iç huzuru kazanmalarını sağlamayı, bakım ve temizlik kurallarını öğrenmeyi, bağımsız yaşama kurallarını benimsemeyi, eşit statüde istihdam imkanları sağlamayı teminat altına almaktır. Bu çerçevede kurumun amacı[14]:
§  Kurumun müdavimlerine ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları için gerekli olan tüm eğitim ve ekipman desteklerini sağlamak,
§  Sosyal entegrasyon ve rehabilitasyon faaliyetleri sunmak,
§  Bağımsız yaşayabilmeleri için gerekli bilgi ve beceri kazanmalarına yönelik bütün imkanları seferber etmek,
§  Kendine güveni sağlamaları amacıyla tüm beceri faaliyetlerinde katkı sağlamak,
§  Sosyal hayatta cari olan tüm terbiye ve görgü kurallarına uyum sağlamalarına yardımcı olmak’ tır.
Kategorize edilen zihinsel engelliler için sürdürülen faaliyetler aşağıda verilmiştir[15]:
İleri Derecede Zihinsel Engelliler:  Bu kategoriye giren zihinsel engellilere, temel ihtiyaçlarını ve faaliyetlerini  yürütebilmek için 50 merkezde eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.
Orta ve Hafif  Derecede Zihinsel Engelliler: Bu kategorideki zihinsel engelliler için 3 büyük yurdu olan 161 eğitim merkezinde temel eğitim faaliyetleri sürdürülmektedir. Bunun yanı sıra aldıkları eğitim doğrultusunda kazandıkları becerilerine göre istihdam edilmeleri sağlanmaktadır.
İstihdam edilebilir zihinsel engelliler için ‘Hong Kong Akıl ve Ruh Sağlığı Kurumu’ nun yürüttüğü faaliyetler ise şunlardır[16]:
§  Kişisel eğitim faaliyetleri,
§  Grup eğitimi,
§  Oyun ve vaka çalışması,
§  Ev içi ve ev dışı faaliyetler,
§  Topluma uyum faaliyetleri,
§  Destekleme faaliyetleri,
§  Günlük bakım faaliyetleri,
§  Bağımsız yaşamak için kişisel ve grup beceri faaliyetleri,
§  Mesleki eğitim ve psikolojik destekleme faaliyetleri,
§  Ebeveyn-Kurum işbirliği ile gerçekleştirilen  koordine faaliyetler,
§  Toplu eğitim programı.
Kuruma [17]:
§  15 yaş ve üzeri olanlar,
§  Hafif ve orta derecede zihinsel engelliler,
§  Temel ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabileceği zihinsel engelli olanlar kabul edilmektedir.
Yukarıda verilen ülkelerdeki hizmetler kesintisiz yürütülmekte ve geniş halk kitleleri tarafından kabul görmektedir. Toplumda zihinsel engellilere karşı olası tüm dışlama davranışları engellenmektedir. Bu durum, sosyal devlet anlayışının önemli bir gereği ve vazgeçilmez bir olgusudur.

4.4. TÜRKİYE’DE ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN UYGULANAN FAALİYETLER

Zihinsel engelliler konusundaki faaliyetlere oldukça geç başlayan Türkiye’de, ilk olarak 1960’lı yıllarda ilk okullar bünyesi içinde öğretilebilir çocuklar için özel sınıflar açıldı. 1985’te  517 adet özel sınıf, 6851 öğretilebilir çocuğun eğitim göreceği kapasiteye ulaşmıştı. O yıllarda zeka düzeyi (IQ) 50’nin altındaki engellilik derecesi, bir tıp sorunu kabul ediliyordu bu yüzden eğitim programı dışında bırakılmıştı. Hatta, ağır zihinsel engelli çocuklar için eğitim metotları geliştirilmemiş ve eğitimle ilgili kurum ve kurluşlar oluşturulmamıştı[18].    
Zeka düzeyi (IQ) 50'nin altında öğretilebilir çocukların eğitimi 1970'de Öğretilebilir Çocukları Koruma Derneği'nin[19] , Ankara Sağlık Sokak'taki kiralık binasının bir odasında dört öğrenci ile başladı. Uygulanan eğitim programının amacı zeka düzeyi 50'nin altında öğretilebilir çocukların da kendi kendine yetebilir ve eğitim alabilir duruma getirilebileceğini kanıtlamaktı. 5-10 yaş grubu arasında öğretilebilir çocukların eğitimi, kısa sürede olumlu sonuç vererek ailelerde talep artışı oldu ve eğitim kapasitesi aşağıda belirtildiği gibi hızlı bir artış gösterdi[20]:
Tablo 1: 1970-1985 Yılları Arasında Zihinsel Engelliler İçin Düzenlenen Kurslar
YILLAR
Sınıf Sayısı
Öğrenci Sayısı
1970
1
4
1971
2
24
1972
3
33
1973
3
45
1974
3
46
1975
-
-
1976
5
55
1977
5
58
1978
6
60
1979
7
70
1980
7
70
1981
7
70
1982
12
96
1983
12
96
1984
12
140
1985
16
152
Kaynak: İŞKUR, http://www.gt.com.tr (Erişim Tarihi: 09.09.2003)
1982' de benzer nitelikli komşu bina satın alınarak 16 yaş sonrası gençlik çağına adım atan öğretilebilir çocukların öz bakım eğitimi başlatıldı. Eğitim ne kadar erken başlarsa o derece yararlı olur ilkesinden hareketle 1978'den itibaren 3 yaş grubu da eğitim programına dahil edildi. Zihinsel engellilik alanında eğitimin yalnız çocuğa yönelik olmayıp, aileyi de kapsamı içine alması gerektiğinden Derneğin bünyesinde ayrıca " Aile Rehberlik " birimi oluşturuldu. Dernek, o yıllarda üniversitelerimizde zihinsel engellilerin eğitimi ile ilgili öğrenim birimi açılmamış olduğu için, bugün öğretim üyelerinin pek çoğunun deneyimlerinin artmasına ve tez çalışmalarını hazırlamalarına hizmet etmiştir. Ayrıca yılda bir kez "Uyanış" adlı bir dergi çıkartılarak, zihinsel engellilik alanında teori ile pratik arasında köprü kurulmaya çalışıldı.
Milli Eğitim Bakanlığının 1990'da zeka düzeyi 50'nin altında öğretilebilir çocuklarıda programa dahil etmesi bu yönde devletin ve gönüllü kuruluşların ilgi alanının genişlemesine katkıda bulundu.
1990’lı yıllarda sürdürülen bu hizmetlere 1997’de yeni bir boyut eklendi ve Başbakanlığa bağlı olarak ‘Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ kuruldu. Bu kurum, engellilere yönelik hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi için, ulusal ve uluslar- arası kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, engelliler ile ilgili ulusal politikanın oluşmasına yardımcı olmak, engellilerin problemlerini tespit etmek ve bunların çözüm yollarını araştırmayı amaç edinmiştir.[21]
‘Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ ile ‘Zihinsel Öürlüler Federasyonu’ birlikte bazı çalışmalar yaparak 2002 tarihinde ‘Özürlülerle İlgili Mevzuat’ isimli bir kitap yayınlamıştır. Diğer taraftan, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı 29 Kasım-02 Aralık 1999 tarihleri arasında ‘1. Özürlüler Şurası’ düzenlemiş, geniş bir katılımla engellilerin sorunları, dengeleyici tedbirler ve geleceğe yönelik çeşitli tavsiye kararları almışlardır. Ancak o tarihten sonra 2. Şura bir türlü yapılamamıştır. 1. Şura’nın etkinlikleri,  Özürlüler İdaresi Başkanlığınca  ‘Çağdaş Yaşam ve Özürlüler-Komisyon Raporları, Genel Kurul Görüşmeleri’ adı altında bastırılmıştır.
Ayrıca Çocuk Esirgeme Kurumu, zihinsel engelliler için bazı merkezlerde rehabilitasyon ve eğitim merkezleri kurmuştur. Bunların içinde en işlevsel olan ‘Saray Rehabilitasyon merkezinde, zihinsel engelliler içinde eğitilebilir-öğretilebilir olanları, çeşitli eğitim ve öğretim kurslarına tabi tutarak topluma kazandırma faaliyetleri sürdürülmektedir. Bu merkezin bünyesinde galoş üretme, seramik yapımı, tarımsal rehabilitasyon, makrame üretimi, resim yapma faaliyetleri gibi etkinlikler düzenlenmekte ve başarılı olan öğrenciler çeşitli kurumlarda istihdam edilmektedir. Ayrıca bir pilot uygulama niteliği taşıyan ‘Cafe Down’ örneği, istihdama yönelik olarak pilot uygulama işlevi gören önemli bir faaliyet alanı olma yolunda ilerlemektedir.
Örnek Olay
Engelli bireylerin istihdam edildiği ve proje çalışmalarının uzman Sercan ÖZDEMİR , uzman Hasan GÜNEŞ ve Nörolog Dr. Harika ALBOĞA tarafından yürütüldüğü ‘Engelli Bireylerin İstihdam Edildiği Cafe Down Projesi’, Kızılay’da halen uygulanmakta olan ve başarıyla yürütüldüğünü izlediğimiz önemli bir olaydır. Açılmasında yukarıda adları geçen şahısların oldukça zorluk çektikleri, yazdıkları ‘İş Becerisi Kazandırma Programı Örneği: Cafe Down’ isimli makaleden anlaşılmaktadır.
Ekibin ilk faaliyeti, Ocak 1998 yılında başlatılan projenin metninin yazılması olmuştur. 24 Nisan 1998’de eğitilebilir ve öz bakımlarını kazanmış 14 çocukla başlatılan eğitim, 5 yıl kadar sürmüştür. Bu faaliyet, aşağıdaki birimlerin koordineli eğitim faaliyetleri ile  gerçekleştirilmiştir:
1)      Çocuk gelişimi eğitimi (çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı tarafından),
2)      Özel eğitim faaliyeti (özel eğitim öğretmeni tarafından)
3)      Sosyal hizmet eğitimi (sosyal hizmet uzmanı tarafından)
4)      İş ve meşguliyet birimi terapisi (fizik tedavi rehabilitasyon uzmanı tarafından).
            Yukarıdaki eğitim sürecini geçiren 14 çocuk, hijyen ağırlıklı 3 aylık servis ve müşteri ilişkileri eğitimine tabi tutulduktan ve MEB Anadolu Turizm ve Otelcilik Lisesi müdürünün katkıda bulunmasıyla gerçekleştirilen ve %40’ı teorik, %60’ı ise uygulama olmak üzere yapılan eğitim faaliyetini tamamladıktan sonra adı geçen okulun bahçesinde bulunan kafeteryada staja tabi tutulmuşlardır. Bunlardan 3 tanesi fire vermiş, yani başarılı olamadığından guruptan ayrılmıştır.
             Bu staj devresi, servisin tanımı, önemi, servis personelinin görevleri, kişisel temizlikleri ve uyması gereken sağlık kuralları, giysileri, servis yaparken kullanacakları araçlar, mekan temizliği ve düzeni gibi konulardan oluşmuştur. Bu staj eğitiminden sonra zihinsel engelli elemanlar, Cafe Down ismi verilen mekanda göreve başlamışlar ve şu anda servis faaliyetlerini sürdürmektedirler. Toplum tarafından oldukça fazla rağbet gören bu işletmede önceleri bazı aksaklıklar olmasına rağmen, şu anda gerçekleştirilen faaliyetler optimum düzeyde fayda ve tatmin sağlamakta, müşteri memnuniyetini sağlayacak hizmetler sunulmaktadır. Bu işletmede, önceleri kendi hizmetlerini aksatan engelliler eğitimden sonra birbirlerine ‘Senin ayakkabın neden boyasız?’, ‘Pantolonun neden ütüsüz?’ gibi ifadelerle uyarılarda bulunarak kendileri eğitim vermeye başlamışlar, müşteriler gelince de oturmalarını, üstlerini çıkarmalarını bekledikten sonra arzularını sorma alışkanlığını elde etmişlerdir.
Yukarıdaki örnek olay, dünyada nadir olan bir istihdam garantili eğitim faaliyetleri zinciri olmasına rağmen, belli bir merkezde gerçekleştirilen, ancak zihinsel engellilerin bulunduğu diğer bölgelerde mevcut olmayan bir etkinliktir. Bu tür faaliyetlerin tüm Türkiye’de uygulanması ve istihdam garantili eğitim faaliyetlerinin etkin bir şekilde yaygınlaştırılması gerekmektedir.
4.4.1. TÜRKİYE İŞ KURUMUNUN (İŞKUR) ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN YÜRÜTTÜĞÜ FAALİYETLER
   Türkiye İş Kurumu,  engellilerin işe yerleştirilmelerini veya bağımsız çalışmalarını sağlamak amacıyla da mesleki eğitim kursları düzenlemektedir. Bu bağlamda 1978 - 2002 yılları arasında 6171 özürlünün katıldığı 445 kurs düzenlenmiştir. Buna ilişkin istatistiki tablo aşağıdadır[22].






Tablo 2: Özürlülere Yönelik İşgücü Yetiştirme Kursları (1978-2002)
YIL
KURS SAYISI
KURSİYER SAYISI
1978 - 1987
76
1.374
1988
19
322
1989
15
211
1990
26
352
1991
26
327
1992
17
180
1993
16
175
1994
27
360
1995
55
765
1996
20
215
1997
20
249
1998
35
416
1999
34
443
2000
29
382
2001
10
138
2002
20
262
TOPLAM
445
6171
     Kaynak: İŞKUR, 2003,(http://www.iskur.gov.tr/mydocu/rehab.html  (Erişim Tarihi: 09.09.2003)

Yukarıda verilen tabloda görüldüğü gibi, Türkiye’de 1978 ile 2002  arasında engelliler için düzenlenen işgücü eğitimi kurs sayısı 445 ve katılımcı sayısı ise 6171’dir. Bu miktarları Türkiye’de bulunan milyonlarca engelliyle mukayese ettiğimizde, düzenlenen işgücü eğitimi kurslarının sayısının ne kadar cılız kaldığını görmekteyiz. Bu kursların içinde zihinsel engelliler için ayrılan kontenjan ise yok denecek kadar azdır.
Tablo 3’te 2002 yılında genel olarak engelliler için açılan kursların ayrıntısı verilmiştir.



* Yrd. Doç. Dr. Erciyes Üniversitesi, Nevşehir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi (E-posta: koren25@ hotmail.com)
[1] Gökçe, Fikret, vd. ‘Özürlülerle İlgili Mevzuat’, T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Yayınları/19, Ankara, 2002, s. 7
[2] Enez, Saniye Ceylan, ‘Özürlü Ailelerinin Eğitiminde Sosyal Hizmet Mesleğinin Yeri ve Önemi’, Sosyal Hizmet Dergisi, Ekim, Kasım, Aralık 2001 Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi Yayını, Ankara s.39.
[3] Gökçe vd, a.g.e, s.344
[4] Gökçe vd. a.g.e, s.231
[5] Küçükkaraca, Nilgün, “Zihinsel Engellilik ve İletişim” Sosyal Hizmet Dergisi, Ocak, Şubat, Mart 2003, s.5, Ankara.
[6] Küçükkaraca, Nilgün, Veli Duyan ve  Aliye Aktaş, “Sosyal Hizmette Yeni Yaklaşımlar ve Sorun Alanları” Prof. Dr. Nihal Turan’a Armağan, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Y.O. Yay.No: 8,  Ankara, 2001, s. 50.
[7] Andaç, Faruk, “İş Hukuku Açısından Türk Sosyal Politika Uygulaması” E.Ü. İ.İ.B.F  Yayın No: 8, Kayseri, l999, s.7.
[8] Goldston, Tames, “The Situation of Mentally Disabled People in the Region” http://www.mdac.ee/region/ article/html Erişim Tarihi: 23.08.2003
[9] Goldston, a.g.m.
[11] http://www.mdac.ee/region/article.html(Erişim Tarihi: 23.08.2003)
[14] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[15] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[16] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[17] http://www.mhahk.org.hk/E_mh.htm(Erişim Tarihi: 24.08.2003)
[18] http://www.gt.com.tr (Erişim Tarihi: 09.09.2003)
[19] O zamanki adı ‘Geri Zekalı Çocukları Koruma Derneği’ idi.
[20] http://www.gt.com.tr (Erişim Tarihi: 09.09.2003)
[22] http://www.iskur.gov.tr/mydocu/rehab.html  (Erişim Tarihi: 09.09.2003)

SONUÇ VE ÖNERİLER

İnsana, insanın sosyal, siyasi haklarına, din ve vicdan hürriyetine saygılı bir anlayışa sahip olan sosyal bir devletin en önemli görevlerinden biri de, vatandaşlarına iş imkanları sağlamaktır. İş imkanlarını bizzat devletin oluşturması şart değildir. Ancak gerek kamu sektörünün, gerekse özel teşebbüslerin istihdam alanlarını sağlamaları için doğrudan ya da dolaylı destekler sunması ve bir takım sosyal politika tedbirleri almasıdır. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 49. maddesinde '..işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır' şeklindeki ifadeyle vurgulanarak, sosyal devletin önemli misyonları arasında yerini almıştır.
Anayasa'nın aynı maddesine göre 'çalışma herkesin hakkı ve ödevidir'. O halde sadece fiziki ve fikri açıdan sağlam olanların değil, aynı zamanda sakat olanların da aynı haklardan faydalanması gerekir. Yine Anayasa'nın 61. maddesindeki 'sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler' ifadesinin açıklama kısmında, 'devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır' ibaresi düşülmüş, engellilerin de normal insanlar gibi toplumsal, sosyal ve ekonomik haklara sahip olduğu vurgulanmıştır.
Engelliler içerisinde, yardıma ve desteğe en çok muhtaç olanlar ise zihinsel engellilerdir. Devletimiz bu kesim için elbette bazı tedbirler almıştır. Ancak ABD, Almanya gibi gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde, bu tedbirlerin ve engelliler için uygulanan  sosyal politikaların oldukça cılız kaldığını görmekteyiz. Yukarıda belirtildiği gibi, Almanya'da zihinsel engelliler için kurulan iş eğitimi merkezleri ile rehabilitasyon enstitülerinde, zihinsel engellileri çalışma hayatına entegre etmek amacıyla eğitim kursları düzenlenmektedir. Bu kursların amacı, katılımcılara ikamet ettikleri yerlere yakın olan iş imkanları ve istihdam alanları sağlamaktır. İş eğitimi alanlarına yakın yerlerde kurulan rehabilitasyon merkezleri ise, katılımcılara tıbbi tedavi ve çalışma hayatına intibak hazırlıkları ile ilgili oryantasyon kursları vermektedir. Kursiyerler, yeteneklerine göre ikamet ettikleri yerlere yakın iş alanlarında istihdam edilmektedir. Bu koordineli organizasyonun unsurlarını üç aşamalı olarak sayabiliriz.
  • İş eğitimi kursları,
  • Rehabilitasyon çalışmaları,
  • Katılımcıların (Zihinsel engelliler) yeteneklerine göre ikametlerine yakın yerlerde istihdam edilmeleri.
Türkiye'de gerçekleştirilen kurslar ise yukarıdakilerden farklıdır. Zira, kurslar belli merkezlerde ve sınırlı sayıda düzenlenmektedir. Rehabilitasyon çalışmaları yetersiz ve özel şirketlerin inisiyatifine bırakılmıştır ve denetimler yetersizdir. Ayrıca istihdam politikası eksik ve aksak işletilmektedir.
İstihdam politikasında zihinsel engelliler için en önemli handikap, eğitim durumudur. Kurumların engelli kadroları için eleman alımlarında ilköğretim ya da ortaokul mezunu şartı aranmaktadır. Oysa zihinsel engelliler okuma yazmayı bile çok zor öğrenmektedir. Yakın zamandaki İŞKUR ilanlarında ,eleman alımı için öngörülen şartlar içinde, hep bu şart ön plandaydı. Zihinsel engelliler için tek bir iş ilanı bile yoktu, zira ilanlarda hep ilköğretim veya ortaokul şartı aranmaktaydı. Bu durum Anayasa'nın 49. maddesinde yer alan 'çalışma herkesin hakkı ve ödevidir' ilkesiyle çelişmektedir.
Unutulmamalıdır ki, zihinsel engellilerin istihdamı, onların toplumdan soyutlanmasını engellemekte, onları sosyal ve psikolojik açıdan topluma kazandırmaktadır. Bu çerçevede zihinsel engellilerin  topluma kazandırılmasında yapılacak faaliyetleri ise aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
  • Zihinsel engellilerin hayata gülümsemeleri için motivasyon sağlamak,
  • Gerçekleri olduğu gibi kabullenmeleri ve duruma göre hareket etmelerini sağlamak,
  • İş eğitimi ve rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde yeteneklerine göre iş ve meslek seçimi yaptırmak,
  • Gerçek çalışma dünyasında zihinsel engellilere yer vermek ve onları topluma kazandırmak.
  • Zihinsel engellilerin ailelerine psikolojik ve maddi destek sağlamak,
  • Zihinsel engellilerin ebeveynlerine tayin kolaylığı sağlamak (Örneğin zihinsel engelli sbir çocuğa sahip olan bir babanın tayinini, zihinsel engelliler için kurslar düzenlenen merkezlerin olduğu yerlere yapılması konusunda yasal düzenlemeler yapmak gibi) 
Bütün bunların gerçekleştirilmesi için devletin öncülük etmesi ve gerekli yasal düzenlemeleri yaparak yürürlüğe koyması ayrıca gönüllü kuruluşların ve işletmelerin gerekli olan bütün destekleri sağlaması gerekmektedir. Bunların gerçekleştirilmesine yönelik yapılacak bu koordineli çalışmaları yürütmek, gerçek anlamda sosyal devlet olmanın olmazsa olmaz kurallarındandır.


Yorumlar